A B c D E F G H
yukarı scroll

Blog

0 Yorum

Barış İçin Müzik Vakfı ile müziğe ilgisi olan ancak kısıtlı imkanlardan dolayı müzik eğitimi alamayan binlerce çocuğun umudu olan Mehmet Selim Baki, “Burada çocuklar birbirini dinliyor, saygı gösteriyor, barışın sedasını evrene yayıyor.

Uluslararası organizasyonlarda dünya kardeşliğini hepimize notalarla, inanılmaz bir dayanışma içinde anlatıyorlar. Müzik ülkeler, diller, dinler arasında yıkılması mümkün olmayan barış köprüleri kuruyor” şeklinde konuşuyor.

Barış İçin Müzik Vakfı müziğin iyileştirici gücü olduğuna inanan ve müzik ile barışın, adaletin ve özgürlüğün mümkün olacağını düşünen mimar Mehmet Selim Baki tarafından 2005 yılında Edirnekapı’da bir İlköğretim okulunda kuruldu. İlk kurulduğunda 15-20 öğrencisi olan kurum bu zamana kadar bünyesinde 7 bin civarında çocuk ve gence eğitim vererek onların hayatına farklı bir ışık tuttu. Edirnekapı’da başlayan hikayeleri bugün ülkenin dört bir yanında yaklaşık 500 çocuk ve gençle devam ediyor. Vakfın kurucusu Mehmet Selim Baki ile Barış İçin Müzik’in yolculuğunu konuştuk.

Barış İçin Müzik nasıl kuruldu? Asıl mesleğiniz mimarlık. Müziğe ilginiz var mıydı?

Müzikle mimarlık arasında önemli bir ilişki olduğuna inanıyorum. Bunu Barış İçin Müzik çalışmalarına başladıktan sonra hissetmeye başladım. Müzikle ilgim galiba hep vardı ama müzisyen değilim. Yola çıkışımızdaki en önemli şey müziğin iyileştirici gücüne, barışın zorunluluğuna, adalet ve özgürlük fikirlerini en iyi ifade etme yolunun müzik olduğuna dair inancım oldu. Burada amacımız hiçbir zaman yıldız müzisyenler yetiştirmek olmadı.

Size çocuklar nasıl ulaşabilir, herhangi bir kriter arıyor musunuz?

Barış İçin Müzik’in temel amacı her çocuğun müziğin coşkusunu yaşayabilmesi. Herhangi bir seçme yapmıyoruz. Vakıfta bireysel eğitim yok, katılan çocuklar orkestranın bir üyesi olarak başlıyor yoluna. Belli kayıt dönemlerimiz var, bu dönem bizim o yılın yeni “ilk adım” orkestrasını kurduğumuz dönem. İlk Adım Orkestrası’nda ilerleyen müzisyenler daha sonra çocuk orkestrası veya gençlik orkestrasına geçiş yapabiliyor. İsteyen herkese kapımız açık. Sosyal medya hesaplarındaki duyurulardan başvuruları takip edebilirler.

Çocuklara ne gibi imkanlar sağlıyor ve eğitim veriyorsunuz?

Çocuklar, haftanın üç günü çalışmalara katılıyor. Enstrümanlarını biz veriyoruz, evlerine de götürebiliyorlar. Enstrüman eğitiminin yanında orkestra dersleri ve solfej dersleri oluyor. Barış İçin Müzik orkestraları ve koroları sanatsal işlevlerinin ötesinde bir anlam taşıyor. Çocuklar, orkestra ve koroların etrafında ortak bir yaşam alanı oluşturuyor.

Hangi illerde eğitimler veriyorsunuz?

Şu anda Barış İçin Müzik Orkestraları pek çok farklı yapıda birlikte faaliyet gösteriyor. İstanbul’da Edirnekapı’nın haricinde, Adalar Çocuk Orkestrası, Nilüfer Çocuk Orkestrası, İnci Vakfı Çocuk Orkestrası’nda eğitimler sürüyor. Farklı şehirlerde yaşayan çocukların bir arada konserler vermelerine imkan tanıyan projeler geliştirmeye çalışıyoruz.

Sizi model alıp bu şekilde çalışma yürüten başkaları var mı?

Mutlulukla ifade edebilirizki pek çok çalışma başladı. Türkiye’nin birçok yerinde çocuk orkestraları kuruldu. Şimdi ortak amaçta birleşen bizler bu orkestraları çoğaltmaya, ortak işler yapmaya ve sanatsal üretimin çıtasını nasıl yükseltebileceğize odaklanmalıyız.

Sizin eğitim verdiğiniz ve yoluna müzik ile devam eden öğrencileriniz var mı?

Tabii var. 7 bine yakın çocuk müzikle olan ilişkilerinin boyutunu burada fark ettiler. Bunun yanında müzikten kopmayan ama farklı bir yol çizen çocuklar da var. Sonuçta bize göre müziğin hayatına değdiği bir çocuk ne yaparsa yapsın burada edindiği tecrübeyle çok daha başarılı bir insan olacaktır.  

Burası konservatuara girmek isteyen gençler için ön eğitim merkezi gibi...  

Aslında bu şekilde tanımlamak doğru olmaz. Her iki kurumun işlevi birbirinden farklı. Konservatuarlarda teknik donanım, bireysel başarı çok önemli. Barış İçin Müzik, müziği insani, sosyal, kültürel gelişim için araç olarak görüyor. Müzik burada sosyal bir amaca hizmet ediyor. Dayanışmanın, kardeşliğin, ortak hedefte birleşmenin, kendine saygının, özgüvenin artmasının bir aracıdır, müzik.

BU ÇOCUKLAR BARIŞIN SİMGESİ

Müzik ile barış mümkün mü?

Evet mümkün. Müzik, fikirleri en iyi ifade etme yolu. Burada çocuklar birbirini dinliyor, saygı gösteriyor, barışın sedasını evrene yayıyor. Uluslararası organizasyonlarda dünya kardeşliğini hepimize notalarla anlatıyorlar. Müzik ülkeler, diller, dinler arasında yıkılması mümkün olmayan barış köprüleri kuruyor. Eğer ülkeler arasında barış köprüleri istiyorsak bunun en güzel taşlarını döşüyor bu çocuklar. Herkes bu çocukların evrene yaydığı sesi dinlesin ve hep beraber gerçek barışı tesis edelim.

EL SİSTEMA İLE DÜNYAYA AÇILDIK

El Sistema nasıl bir eğitim modeli ve Türkiye’ye ne zaman geldi?  

Venezuela’da 1975 yılında Jose Antonio Abreu’nun başlattığı bu sistem daha çok zayıf ve tehlikedeki sosyal grupların katılımına vurgu yaparak ama herkesi kapsayan sosyal yardım programı. Dünyanın dört bir yanında pek çok sosyal ve kültürel iyileşmeler için orkestralar ve korolar en etkili yöntemler olarak kullanılıyor. Bizim El Sistema ile ilişkimiz 2011 yılında kuruldu. 2014 yılında El Sistema hareketinin kurucusu ile Dostluk Anlaşması imzaladık. Bu kapsamda sadece Venezuela ile değil pek çok Avrupa ülkesiyle kurduğumuz ilişkiler güçlendi. Avrupa’da dört kurumla beraber “Sistema Europe” platformunu kurduk. 33 farklı ülkeden üyesi var. Farklı ülkelerden çocukları orkestralarla bir araya getiren yaz kampları düzenliyoruz.

Aram Abdelrezzak, Çello

MÜZİK BENİ RAHATLATIYOR

Dört yıl önce Barış için Müzik Vakfı’na flüt öğrencisi olarak başlayan 11 yaşındaki Suriyeli Aram Abdelrezzak, şimdi bir çok enstrüman çalabiliyor. Vakfa ilk başladığında Türkçe bilmediği için bir süre ara vermek zorunda kalan Abdelrezzak, Vakfın kendisine bir çok şey kattığını söylüyor. Genç yetenek, “Eskiden hiç arkadaşım yoktu. Vakfa gelince hem arkadaşlarım oldu hem Türkçemi geliştirdim hem de birçok entrümanı çalmayı öğrendim. Müzik yaptığımda çok rahatlıyorum ve mutlu hissediyorum” şeklinde konuşuyor.

Onur Yıldız, Kontrbas

SOSYAL HAYATIMIZ RENKLENİYOR

Barış için Müzik Vakfı’yla orta okula giderken tanışan 17 yaşındaki Onur Yıldız, dört yıldır burada eğitim gören gençlerden biri. Şu anda Gençlik Orkestrası kontrbas grup şefi olan Yıldız, “Burada sadece müzik eğitimi almıyoruz aynı zamanda sosyal hayatımızı geliştiriyoruz ve kendimize bir düzen oturtuyoruz. Mesela ben biraz asosyal bir öğrenciydim ve vakıf sayesinde çok daha sosyal bir hayatım oldu”diyor ve ekliyor: Müzik benim için çok önemli. Müziği hobi olarak değil, profesyonel bir şekilde yapmak istiyorum.

MERVE YILMAZ ORUÇ / Star


Yorumlar ( 0 )





Sosyal Medya+